Mikoplazma ve Ureapasma

Mikoplazma ve Ureapasma

MİKOPLAZMA ve UREAPASMA ENFEKSİYONLARI

Mikoplazma ve Ureaplasma Enfeksiyonu nedir?
Mikoplasma ve Ureaplasma enfeksiyonları genellikle cinsel yolla bulaşan, hem kadın hem de erkeklerde genital enfeksiyonlara sebep olan mikroorganizmalardır.

Mikoplasma’nın orijinal yazılışı “Mycoplasma” şeklindedir ve“Mikoplazma” olarak okunur.  Benzer şekilde Ureaplasma da“Üroplazma” şeklinde okunmaktadır.

Mikoplazma ve Ureaplasma Mikrobiyolojisi

Bu güne kadar pek çok Mikoplasma (Mycoplasma) türü tanımlanmış olsa da insanda görülen üç tür önemlidir:
Mycoplasma pneumoniae  (İnsanda pnemoni yani “zatüre”etkenidir)
Mycoplasma hominis  (İnsanda “genital sistem hastalıkları”na neden olur)
Ureaplasma urealyticum  (İnsanda “genital sistem hastalıkları”na neden olur)

Mikoplazma (Mycoplasma) ve Ureaplasma (Uroplazma) enfeksiyonları genelde sessiz  seyretmektedir…
Evet.  Mikoplazma ve üroplazma enfeksiyonları çoğu zaman kişilerde hiçbir şikayet üretmezler yani “asemptomatik” seyrederler.

Hiç bir şikayeti olmayan ancak cinsel yönden aktif olan kadınlara yapılan servikal kültür taramalarında bu kadınların % 21-53’ünde M. Hominis (Mycoplasma hominis), % 40-80’inde U. Urealyticum (Ureoplasma Urealyticum) mikroorganizması izole edilmiştir.

Mikoplasma ve ureaplasmalar  hamilelik döneminde ne tür sorunlar oluşturabilir?
Mikoplazma ve üroplazmalar gebelikte plasentada bulunan zarlarda üreme yaparak erken doğum, düşük yapma (abortus) ve tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olabilmektedirler.
Nadiren sezeryen sonrası yara yerinde enfeksiyonlara da sebep olabilirler.

Mikoplasma ve üroplazmalar  normal doğumda bebeğe geçer mi?
Doğum sırasında anneden bebeğe geçiş (verikal bulaş) olabilir. Ancak bu durum çok büyük olasılıkta bebekte kalıcı enfeksiyon oluşturmamaktadır.

Çok çok nadir durumlarda, özellikle immun (bağışıklık) sistemi zayıf olan yenidoğan bebeklerde zatüreye (pneumonia) bağlı ölümler izlenebilmektedir.

Mikoplasma ve ureaplasma enfeksionları kadınlarda kısırlık yapar mı?
Nadiren.  Herhangi bir mikroorganizmanın vajina içinden yukarıya çıkarak rahim, yumurtalıklar ve fallop tüplerinde hasar oluşturması“Pelvik İnflamatuar Hastalık (PIH)” adını alır. Bu şekilde üreme problemleri ortaya çıkabilir.

Mikoplasma ve ureaplasma enfeksiyonları da kadınlarda fallop tüplerinde ve rahimde kalıcı hasara neden olarak kısırlık (infertilite) problemlerine neden olabilir. Bu durum daha çok diğer mikroorganizmaların da tabloya eşlik ettiği durumlarda izlenmektedir. Özellikle bakteriyel vaginosis etkeni “Gardnerella” bakterisi ve diğer bakterilerin de ortama katılması durumunda pelvik enfeksiyonlar daha da kötüleşmektedir.

Mikoplasma ve Ureaplasma organizmalarını taşıma oranının toplumda çok daha sık olduğu düşünülürse; kısırlık ve erken doğum risklerinin aslında beklenilenden çok daha az görüldüğü izlenmektedir. Bu nedenle bu enfeksiyonu taşıma durumunda kısırlık açısından gereksiz yere endişelere kapılmamakta fayda olacaktır.

Erkeklerde de Mikoplasma ve Ureaplasmalar  görülebilir mi?
Evet.
  Kadınlardan daha nadir olarak erkeklerde de mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonları görülebilmektedir.

 “Uretra” idrar kanalına verilen isim olup “üretrit (urethrit)” bu bölgenin iltihabıdır. Kadınlarda üretra (urethra) üst vajinal kasın, erkeklerde ise penis gövdesi içinden geçerek masaneye ulaşmaktadır.
Mikoplasma ve Uroplazmalar erkeklerde idrar kanalı iltihabına (üretrit) sebep vermektedir. Bu şekilde idrar deliğinden akıntı gelmesine neden olabilirler.

Mikoplasma ve Uroplasma enfeksiyonları erkeklerde kısırlık yapar mı?
Mikoplasma ve ureaplasma organizmaları erkeklerde sperm sayı ve hareketini bozarak çocuk sahibi olmayı güçleştirebilir. Bu nedenle yapılan “spermiyogram (semen analizi)” testinde lokosit (beyaz küre) hücresinin normalden fazla görülmesi durumunda semen kültürü ve antibiogram testi istenebilir.

Mikoplasma ve Uroplasma enfeksiyonları nasıl bulaşır?
Mikoplasma ve uroplasmalar “cinsel yolla bulaşan hastalıklar”grubundadır ve en önemli bulaş yolları cinsel ilişki sırasında direkt temas iledir. Genital bölgeden genital bölgeye veya genital bölgeden oral sex ile ağıza bulaşma olabilir.

Ancak ilişki dışında da bu mikropla kontamine olmuş maddelere direkt temasın olması da hastalığa zemin hazırlayabilir.

Özellikle immün (bağışıklık) sistemi zayıf olan kadın ve erkekler ile yenidoğanlarda ortaya çıkan hastalıkların etkileri daha fazladır.

Mikoplasma ve Ureaplasma enfeksiyonları belirtileri nelerdir?
Daha önce de bahsedildiği gibi Mikoplasma ve Ureaplasmalar kişilere bulaştığı zaman nadiren şikayet oluşturmakta, çoğu zaman yapılan özel kültür- antibiogram testlerinde tesadüfen ortaya çıkmaktadırlar.

Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarının kadınlarda yaptığı en sık şikayetler ise:
Vajinal akıntı
Kasık ağrısı
Gebe kalamamak (infertilite)
Tekrarlayan gebelik kayıpları (düşükler ve erken doğumlar)

Mikoplasma ve Ureaplasmalar ne tür enfeksiyonlara neden olabilir?
Özetlemek gerekirse Mikoplasma ve Ureaplasma enfeksiyonları:
Urethrit: İdrar kanalı iltihabı
Pyelonefrit: Böbrek iltihabı (Tüm piyelonefritlerin % 5’i Mycoplasma’ya bağlıdır)
Pelvik iltihabi hastalık (PID)
Endometrit: Rahim içi zarı olan “endometrium” dokusunun iltihabı
Koriyoamniyonit: Hamilelikte plasenta zarlarının iltihabı
Artrit : Eklem iltihapları (Kan yoluyla çok nadiren de olsa eklem yerlerine yerleşebilirler)
Cerrahi yara enfeksiyonları
Yenidoğanda zatüre  (pneumonia) ve menenjit

Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarında tanı nasıl konur?
Vajinal akıntı, kasık ağrısı, kısırlık gibi şikayetlerle jinekoloğa başvuran hastalarda mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarının tanısı yapılan bir jinekolojik muayene sırasında şüphe edilerek kültür alınması ile konur.

Vajinal akıntısı, infertilite ya da tekrarlayan gebelik kayıpları, kronik pelvik ağrısı olan kadınlarda bu mikroorganizmalara yönelik kültürlerin alınması da önerilir.

Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarında tedavi şekli nasıldır?
Mycoplasma ve ureaplasma enfeksiyonlarının tedavileri genellikle tetrasiklin veya azitromisin türevi antibiotiklerle yapılmaktadır.  Ancak daha önce de belirtildiği üzere bu mikroorganizmaların hücre duvarları olmadığı için hücre duvarına etki eden penisilin ve sefalosporin gibi antibiyotiklere dirençlidirler.

Uygun antibiotik türünü seçmede kültür testi sonrasında yapılan antibiogram testi önemli yer tutmaktadır ve karar genelde antibiogram testi sonucuna göre verilir. Hastaların % 90’ı tek kürlük tedaviden sonra şifaya kavuşmaktadır.

Antibiotik tedavisi sonrasında devam eden dirençli enfeksiyonlarda eş (cinsel partner) tedavisi ve ikinci bir kür uygulaması gerekebilir.

Yorum Yazın