Genital Uçuk Herpes Simpleks (HSV) Testi

  • Anasayfa
  • Genital Uçuk Herpes Simpleks (HSV) Testi

GENİTAL UÇUK / HERPES SİMPLEKS (HSV)

Herpes Nedir ?

Genital uçuk, herpes simpleks virüsünün (HSV) neden olduğu ve cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur.

Başta HSV-2 olmak üzere her iki tip HSV de genital uçuk nedeni olabilir.  Cinsel ilişki, virüsün yayılmasının birincil yoludur. İlk enfeksiyondan sonra virüs vücutta uyku halini alır ve yılda birkaç kez yeniden etkinleşebilir.

Genital uçukta enfeksiyon vücutta kalıcı olarak dursa da yıllar geçtikçe atakların sıklığında azalma görülür.

Genital Uçuk Ne Kadar Yaygındır?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre; 15-49 yaşlarındaki 417 milyon kişide, genital uçuğa neden olan HSV-2 enfeksiyonu bulunmakta. Genital uçuğa sebep olan HSV-1 ve HSV-2 virüsleri birlikte değerlendirildiğinde, 15-49 yaş arasındaki yarım milyardan fazla insanın genital uçuk enfeksiyonuna sahip olduğu tahmin edilmektedir. 

Virüsün; genital uçuğu olan bir erkekten bir kadına bulaşması, bir kadından bir erkeğe bulaşmasından daha yüksek ihtimallidir. Bu nedenle, genital uçuk enfeksiyonu; 14-49 yaş arasındaki her beş kadından birinde görülürken, erkeklerde bu oran dokuzda birdir.

Genital Uçuğun Belirtileri Nelerdir?

Genital uçuk virüsüyle enfekte olan kişilerin çoğu, hasta olduklarına dair herhangi bir belirtiye sahip olmamaları ya da belirtiler varsa da çok hafif düzeyde olduğu için bu virüsü taşıdıklarının farkına varamazlar.

Hastalığın belirtileri arasında;

• Genital bölge ve çevresinde veya anüs çevresinde ağrılı kabarcıklar,

• Kabarcıklar açılarak yerlerinde oluşan, iki ila dört hafta içerisinde iyileşen ağrılı yaralar,

• Belirtiler ilk defa ortaya çıktığında bu belirtilere eşlik eden ateş, baş ağrısı gibi nezledekine benzer yakınmalar görülmektedir.

Genital Uçuk Nasıl Bulaşır?

• Genital uçuk, bu hastalığa sahip biriyle gerçekleştirilen oral (ağız yoluyla), vajinal veya anal (makat yoluyla) ilişki sonucu bulaşır.

• Normal görünen bir deride de genital uçuk mevcut olabilir. Belirti göstermese de bir kişinin bulaştırıcı olabileceği unutulmamalıdır.

• Dudak uçuğu bulunan bir partner ile gerçekleştirilen oral ilişki sonucu da genital uçuk oluşabilmesi mümkündür.

Genital Uçuğun Bulaşmasından Nasıl Korunulur?

• En güvenilir yol genital uçuğa sahip olmadığı bilinen bir kişiyle tek eşli bir ilişki yaşamaktır.

• Kondom kullanımı genital uçuk riskini azaltabilir. Fakat kondom ile kaplanmayan alanlarda da genital uçuk görülebildiği için bu gibi durumlarda etkili bir seçenek olmayabilir.

• Genital uçuğu olan kişiler aktif belirtileri olduğu dönemde başkalarıyla ilişkiye girmekten olabildiğince uzak durmalıdır.

Genital Uçuk Tanısı Nasıl Konulur?

Hekimler tarafından gerçekleştirilen fiziksel muayene ve laboratuvar testlerinin ardından, genital uçuk tanısı konulabilmektedir. Tanı için kullanılan testler; viral kültür, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testi ve kan veya idrar testidir.

Viral kültür: Bu testte, bir doku numunesi alınarak ya da yaralar kazınarak muayene edilebilmek üzere laboratuvara gönderilir.

Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testi: PCR testinde; hastadan alınan ve çoğaltılan DNA (hücrelerin kalıtımsal verilerini taşıyan yapı), virüs varlığını test etmek ve varsa hangi HSV tipi olduğunu belirlemek için kullanılır.

Kan testi: Bu testte, geçmiş bir herpes enfeksiyonunu saptamak üzere HSV antikorlarının (virüse karşı vücudun ürettiği bağışıklıkla ilişkili maddeler) varlığı için kan veya İdrar örnekleri analiz edilir.

Herpes Simpleks’in Türleri Organlara Nasıl Etki Eder ?

HSV 1 ise yüz, dudaklar, burun ve ağız içinde içi su dolu kabarcıklar oluşturur. Bu kabarcıklar çok kısa süre içerisinde açılıp üzerleri ülserleşir ve yakınlarındaki diğer küçük ülserlerle birleşme eğilimi gösterirler. Ardından üzeri sulanan bu yaralar kabuklaşır. Kabuklar sarı beyaz renktedir. Daha sonra kabuklar kendiliğinden yumuşayarak düşerler. İlk başta yerlerinde kahverengi bir leke bırakır . Daha sonra kahverengi bir ize dönüşür. HSV 2 ise genital bölgeyi tutar. Kasıklar, kadında vajina dış dudakları, iç kısmı, anüs ile vajina arasındaki bölgeyi, rahim ağzını, erkekte penisin özellikle gövdeye yakın kısmını, nadiren penis başı ve testisleri, kalçaları tutabilir.

Özellikle genital bölge uçukları için nelere dikkat edilmelidir?

Genelde Herpes Simpleks virüs bulaştığında her iki tipi de alınabilmektedir. Ayrıca özellikle HSV 2 denilen genital bölge uçuklarında cinsel temas ile virüs alındığı unutulmamalı ve yine cinsel temasla bulaşabilecek başka hastalıklar da akla getirilmelidir. Zira, HSV 2 virüsü kadar kolay bulaşabilen ve tehlikeli seyreden başka bir takım virüs hastalıkları da aynı kişiden alınmış olabilir ( Sarılık , AİDS, Frengi gibi…). Bu nedenle HSV 2 görülen bireylerde diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların da testler ile taranması doğru olacaktır.

Özellikle Herpes İnfeksiyonu Yaygınmıdır?

Bu zorluğun en önde gelen nedenlerinden bir tanesi infeksiyonun hastalık alındıktan sonra belirti ortaya çıkarmadan kalarak taşıyıcılık oluşturmasıdır. Hastalığa sahip bireylerin yarısından fazlası ( ~% 65 i) hastalığa sahip olduklarını bilmezler. Ayrıca HSV 2 ile temas etmiş bireylerde hastalık oluşsa bile korku ve utanç gibi nedenlerle hastalıklarını saklamaları gibi bir durum da söz konusudur. Bu nedenle hastalık hakkında başvuru aslında virüsü taşıyan birey sayısından çok daha azdır. HSV infeksiyonu toplumlar arasında da farklı oranlarda görülmektedir. ABD’de % 20’lerde olan bu oran, İsveç’te % 35’lerde, Brezilya’da % 40’lardadır. Ülkemizde ise ne yazık ki bilimsel bir istatistik bulunmamaktadır. Ancak tahmin edilen oran % 30’lardadır. Sosyokültürel seviyesi düşük toplumlarda daha sık izlenmektedir. Gelir ve eğitim düzeyi düşük populasyon da hedef noktasıdır.

Özellikle HSV-2 Enfeksiyonuna Yakalanmada Risk Faktörleri

• Cinsel partner sayısının artması
• Yaşın ilerlemesi
• Düşük gelir
• Eğitim seviyesinin düşük olması
• Siyahi ya da Hispanik etnik kökenli olma
• Kadın olma
• Erkek eşcinsel ilişki
• HIV enfeksiyonu

Özellikle  Hastalık Nasıl Oluşmakta ve Seyretmektedir?

Virüs alındıktan kısa bir süre sonra ( 2- 12 gün kadar zaman aralığında) içi su dolu keseler ve kaşıntılı lezyonlar oluşmaya başlayabilir. Hastanın bağışıklık durumunun kuvvetine göre bir miktar yayılır. Virüsle temas eden bireylerin yarısından fazlasında ise herhangi bir şikayet olmamaktadır. Hasta hastalık nedeni olan virüsü vücuduna almış, sinir sistemine yerleşmiş vaziyettedir. Cinsel ilişkiye girdiği bireylere virüs bulaştırmaktadır. Bağışıklık sistemi baskılandığı herhangi bir durumda ise hastalık belirtileri ortaya çıkacaktır. Bazen bu süreci hasta hiç yaşamaz. Ancak virüsü taşıyıcılığı devam etmektedir. Bazen de yılda en az dört ayrı atak yaşarlar.

Hastalık Hangi Durumlarda Kendini Gösterir?

Yeterli beslenememe durumunda, aşırı A vitamini alındığında, aşırı alkol tüketiminde, yoğun stres dönemlerinde, grip vs. gibi bağışıklık sistemini yoran bazı hastalıklarda, adet dönemlerinde, sık cinsel ilişkiye girildiği dönemlerde, kişisel hijyen bozukluğunda hastalık tekrarlamaya başlar. Belirtiler en şiddetli ilk infeksiyonu aldığında görülse de bağışıklık sistemi burada ana rol oynadığından herhangi bir nüksde de şiddetlenebilir. Hastalık belirtileri 20 gün kadar sürebilmekte ve kadınlarda bu dönemde rahim ağzında olabilen yaralar yüzünden akıntı, ağrılı cinsel ilişki gibi şikayetler belire bilmektedir.

Gebelikte Hastalıkla Temas Edilmesi Veya Hastalığın Bu Dönemde nüksetmesi Gibi Durumlarda Ne Yapılabilir?

Hastalık gebeliğin ilk üç ayında geçirilirse fetus üzerinde çok ciddi hasar oluşturması iddia edilmiş olsa da bu konu da bilimsel veriler bulunmamaktadır. Ayrıca bu hasarların ultrason ile tespiti de mümkün olmayabilir. Bu nedenle tüm gebeler gebeliğin ilk döneminde bu infeksiyonun geçirilip geçirilmediği yönünde taranmalıdır. Virüsün yeni alındığı aktif infeksiyonun geçirildiği vakalarda gebeliğin sonlandırılması düşünülebilir. Hastalığı daha önce almış ve bağışıklanmış bireylerde fetus açısından bir tehlike bulunmamaktadır. Bu gebelerin gebelikleri sırasında hastalığın nüksünü yaşamaları durumunda herhangi bir tedavi uygulanmamakta sadece destek yaklaşımları benimsenmektedir. Doğuma yakın genital uçuk geçiren gebelerde ise eğer lezyonlar mevcutken doğum başlarsa bu gebelerde bebeğin temas ederek virüsü almalarını engellemek için sezaryen tercih edilmelidir. Ayrıca bebeğin doğum sonrasında da bu virüsle temasını en aza indirmek için çok dikkat edilmelidir.

Tanı

Laboratuar bulguları ile tanı koyulabilir.Laboratuar testleri arasında yaradan sürüntü ile yapılacak kültür çalışmaları vardır. Serolojik testlerle kanda HSV Tip1 ve Tip2’ye karşı oluşmuş antikorların varlığı ile konulabilmektedir.

Özellikle Herpes Virüsün Tedavisi Mümkünmüdür, Neler Yapılabilir?

Herpes Virüsünün tam bir tedavisi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle öncelikle virüsü kapmamaya özen göstermek gerekmektedir. Yabancılar ile temastan kaçınmak, cinsel ilişkide prezervatif kullanmak, ortak havlu vs. kullanımından uzak durmak gerekmektedir. Virüsü aldığımızı düşündüğümüz bireyi mutlaka bu durum hakkında bilgilendirmeli, kendisinin hastalık ihtimali hakkında dikkatini çekmeliyiz. Hastalığı kapma halinde veya nüksü önlemek için de bağışıklık sistemini güçlendirmeli, aşırı alkol, aşırı yorgunluk, beslenme bozukluğu, stres gibi durumlardan uzak kalmaya özen göstermeliyiz. Hastalık lezyonlarının en büyük sıkıntılarından biri de kolayca bakteri ile tekrar infekte olabilerek daha derin, daha geniş ve daha çok iz bırakan ülsreler haline gelebilmeleridir. Bu nedenle el ile temastan olabildiğince uzak durmalı, aktif lezyonların olduğu dönemde kağıt havluları tercih etmeli ve temastan kaçınmalıyız. Genital bölgede yer alan bütün yaralar önemlidir. Burada en korkutucu olanı, başka hastalıkların herpes zannedilerek atlanması ihtimalidir genital bölgede ki yara ve ya benzeri lezyonlar HPV, Frengi gibi diğer cinsel hastalıklardan dolayıda varolabilmektedir..Ayrıca bir diğer önemli husus da, herpes infeksiyonu varlığında olası diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların da alınmış olma ihtimalidir.Şüpheli bir cinsel temas sonrasında testler yapılarak tanı konulması ve tedaviye başlanması gerekmektedir.