BİYOTİNİDAZ DEFEKTİ

BİYOTİNİDAZ DEFEKTİ

Biotinidaz eksikliği otozomal resesif kalıtılan, yaşamın ilk haftasında semptom verebilen ve sıklığı yaklaşık olarak 1:60.000 olan bir metabolik bozukluktur. Ancak ülkemizde görülme sıklığı 1:11000 olarak belirlenmiştir. Biotin vitamininin serbest hale geçmesinden sorumlu biotinidaz enzimindeki eksiklik nedeni ile biotinin kofaktör olarak görev yaptığı karboksilazlar aktivite gösteremezler. Enzim aktivitesi; ağır eksiklikte %10’dan daha az, kısmi eksiklikte ise %10-30 arasıdır.Karboksilazların sorumlu olduğu reaksiyonların gerisinde kalan ürünlerin birikmesi sonucu hastalarda; konvülsiyon, hipotoni,ataksi, sensoryal işitme kaybı, optik atrofi, dermatit, alopesi gibi nörolojik ve deri bulguları, tekrarlayan enfeksiyonlar gelişir. Ağır eksiklik durumları tedavi edilmediğinde nörolojik hasarlara ve hatta ölüme yol açabilir. Hastalar -özellikle erken dönemde başlanırsa- biotin tedavisine çok hızlı ve iyi yanıt vermekte ve tüm semptomlar kaybolmakta, sekeler engellenmektedir. Ancak, tedavi başlamadan önce gelişen sekellerde iyileşme olmamaktadır. Bu nedenle erken/kesin tanı çok değerlidir.

Biotinidaz enziminin geni(BTD) 3. kromozomun kısa kolundadır(3p25). Bu genin çok farklı mutasyonları sonucu hastalık gelişmektedir. Ağır biotinidaz eksikliği gösteren semptomatik hastalarda yüzden fazla farklı mutasyon tanımlanmıştır. En sık görülen mutasyonlar; G98:d7i3, R538C , Q156X, Q456H ve A171T ile D444H olarak bildirilmiştir. Ülkemizden yapılan bir çalışmada da semptomatik vakalarda G98:d7i3, yenidoğan tarama grubunda da T532M sık karşılaşılan mutasyonlar olmuştur. Mutasyon spektrumu çok dağınık olduğu için Biotinidaz defektinde BTD geninin dizi analizi yapılmaktadır. Biotinidaz taraması ile öntanı alan hastalarda; kesin tanının koyulabilmesi, moleküler patolojinin belirlenmesi ailede risk altındaki çiftlerin ve bireylerin belirlenmesi ve bu sayede yenidoğan döneminde erken tanının sağlanabilmesi endikasyonları ile BTD geni mutasyon analizi yapılması önerilir.

Yorum Yazın