AIDS NEDİR ?

AIDS NEDİR ?

AIDS Nedir?

AIDS nedir? sorusuna en iyi yanıt veren cevap şudur: insan bağışık yetmezlik virüsünün (HIV) neden olduğu bir sendromdur.
1980’li yıllardan bu yana sık duyulmakta olan bu hastalık, önceleri sadece eşcinsel erkekleri hedef alan bir hastalık gibi algılanmıştır. Günümüzde ise en sık biçimde heteroseksüel ilişki, kan ve kan ürünleri aracılığıyla bulaştığı bilindiğinden, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. 

AIDS’te belirtiler nelerdir?

HIV(+) bir kişinin tedavisizlik dönemi sonucunda AIDS olup olmadığını değerlendirmek üzere bazı kriterler mevcuttur.

• Sağlıklı bir insanda bağışıklık sisteminin durumunu gösteren CD4 hücre sayısı milimetreküpte 500 ila 1,600 hücre arasında değişiklik göstermektedir. Bu seviyenin 200 hücre’den az olması,

• Bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan CD4+ T hücrelerinin lenfosit olarak adlandırılan diğer bağışıklık sistemi elemanlarına oranının %14 ün altına düşmesi,

• Bakteri, parazit, mantar ve virüsler bağlı fırsatçı enfeksiyonların görülmesi,

• AIDS hastalarında görülen ve tanı koydurucu durumlardır. Bu belirtilere dil üzerinde beyaz tabakalaşma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kuru öksürük, nefes darlığı, ağız, burun, makat veya vajinadan kanama olması, ellerde veya ayaklarda hissizlik, ishal, ateş, gece terlemeleri, kontrolsüz kilo kaybı gibi durumlar eşlik edebilir.

HIV/AIDS ile beraber görülen klinik durumlar nelerdir?

Dünya Sağlık Örgütü’nün HIV ve AIDS klinik sınıflandırması, hastalığın klinik evreleri ve eşlik eden klinik durumlar ile/ belirtilerin değerlendirilmesiyle yapılmaktadır. Bir bireye HIV bulaşmasını takip eden dönemde meydana gelen enfeksiyon ve devamında hastalığın ilerlemiş 4 klinik evresi olmak üzere toplam 5 evre mevcuttur.
HIV enfeksiyonu, erken dönemde sıklıkla belirti vermeden veya “viral sendrom” adı verilen bir tıbbidurumla seyretmektedir.

• Klinik evre 1’de bireylerde belirti olmayabilir veya süreklilik gösteren yaygın lenf bezi şişkinliği görülebilir

• Klinik evre 2’de açıklanamayan kilo kaybı, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, uçuk, ağız içinde yaralar, tırnaklarda mantar enfeksiyonlarına rastlanmaktadır. 

• Klinik evre 3’te açıklanamayan şiddetli kilo kaybı, açıklanamayan uzun süreli ishal ve ateş, ağızda kandida (bir tür mantar) enfeksiyonu, akciğer tüberkülozu (verem), açıklanamayan anemi (kansızlık), şiddetli bakteriyel enfeksiyonlar, kronik trombositopeni (kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin azlığı) görülmektedir

• Son klinik evre olan 4’te bakteri, parazit, mantar ve virüs kaynaklı fırsatçı enfeksiyonlar ve sistemik enfeksiyonlar HIV/AIDS ile beraber görülürler ve bunlar hastalığın sınıflandırılmasında da kullanılmakta olan klinik durumlardır.

HIV/AIDS teşhisi nasıl konur?

Kan tetkikleri HIV teşhisi için en yaygın test yöntemidir. Bu tetkiklerin temelinde enfekte kişinin kanında virüse karşı oluşturulmuş antikor adı verilen yapıların tespiti bulunmaktadır. HIV’de erken test ve teşhis hayati bir yere sahiptir. Erken teşhis ve ardından doktor gözetiminde kullanılacak olan tedavi ile hastalığın kontrol altına alınması, başkalarına bulaştırılmasının önlenmesi açısından çok önemlidir. Vücudun virüse karşı oluşturacağı antikorların (savaşçı hücreler) 6 haftadan 6 aya kadar bir süre içerisinde oluşmaya başlaması nedeniyle risk altında olduğu düşünülen hastalar takip edilmelidir.
HIV/AIDS teşhisinde,

• Elisa

• Salgı Testi

• Virüs Yükü Testi

• Western Blot testi yer almaktadır.

HIV’e karşı oluşturulmuş antikorlardaki enzim aktivitesini ölçerek enfeksiyonu tespit eden Elisa testi, teşhiste öncelikle kullanılmakta olan yöntemdir. Elisa testi pozitif olan bir bireyin Western Blot testiyle HIV teşhisi teyit edilmelidir. Elisa testi negatif olan bir bireyde ise HIV enfeksiyonu düşünülüyorsa bir ila üç ay içerisinde test tekrarlanmalıdır. Tükürük testi, kulak temizleme çubuğuna benzer pamuk bir materyalle, yanağın içerisinden sürüntü örneği alınıp, yetkin bir laboratuvar aracılığıyla test edilmesiyle gerçekleştirilir. Virüs yükü testi, genellikle tedavi durum takibi ve HIV enfeksiyonunun erken teşhisi amacıyla kandaki virüs miktarını ölçümleyen yöntemdir. Western Blot, Elisa testi sonrasında teşhisin kesinleştirilmesi amacıyla yapılan doğrulama testidir.

Kimler HIV/AIDS testi yaptırmalıdır?

Korunmasız cinsel ilişki hikayesi olan,
– Damar içi ilaç bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olan,
– HIV (+) kişinin partneri olan,
– HIV görülme sıklığının yüksek olduğu ülkede doğmuş ya da yaşamış olan,
– Yüksek görülme sıklığı olan bölgelere seyahat etmiş ya da orada yaşamış olan,
– Gebeler (en erken dönemde),
– Cinsel saldırıya maruz kalanlar,
– Evlilik öncesi (gönüllülük esasına dayalı),
– Tüberküloz (verem), cinsel yolla bulaşan enfeksiyon tanısı almış olan kişiler kontrol amacıyla hekime başvurmalıdırlar.

HIV nasıl tedavi edilir?

HIV enfeksiyonun tedavisinde virüsün çoğalmasını kontrol eden, antiretroviral tedavi (ART) olarak adlandırılan ilaçlar kullanılmaktadır. ART, HIV’in çoğalmasını önler ve vücuttaki virüs miktarını azaltır. Vücutta daha az virüs yükünün bulunması bağışıklık sisteminin etkinliğinin kuvvetlenmesini ve hastalığın AIDS’e ilerleyişinin önlenmesini sağlar. HIV (+) olan bireylerin mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamaları gerekmektedir.

HIV (+) kadınlarda gebelik

Gebe olan veya gebe kalmayı planlayan bir kadın; gebelikte, doğumda veya emzirme döneminde bebeğe bulaşma ihtimali olması dolayısıyla HIV enfeksiyonu açısından test edilmelidir. Antiretroviraller adı verilen HIV ilaçlarının kullanılması, enfeksiyonun anneden çocuğa geçişini önleyebilmektedir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, bulaşma o kadar etkili şekilde önlemektedir. Bununla beraber HIV (+) bir annenin tedavisinin, doğum döneminde veya doğum sonrasında dahi mümkün olan en erken zamanda başlanmasının bulaşıcılığı önlemede büyük önemi vardır.

Antiretroviral tedaviye uyumun önemi nedir?

Antiretroviral tedavi, HIV (+) bireylerin daha uzun ve sağlıklı yaşamalarına yardım eden ve yaşam boyu süren bir tedavidir. Ancak antiretroviral tedavinin etkili olması; ilaç uyumuna, ilaçların her gün ve belirtilen şekilde kullanımına bağlıdır. HIV tedavi rejimine uyum, virüsün çoğalmasını ve bağışıklık sisteminde çöküşü önlemektedir. HIV ilaçlarının her gün kullanımı HIV’in bulaşma riskini de azaltmaktadır.

Umarım AIDS nedir sorusuna en uygun cevabı verebilmişizdir.

Yorum Yazın